KALİFORNİYANIN PARÇALANMA VARSAYIMI
ERBİL GÜNAŞTI
Amerika’nın Kaliforniya Cumhuriyeti sorunu 1850 yılında 31. eyalet olarak ilhak edilince sona ermiştir. Ancak bir gerçek daha vardır. O da Amerika’nın Kaliforniya Cumhuriyeti sorununun o gün bir kez daha yeniden başladığı gerçeğidir.
Kaliforniya her geçen gün, yasa dışı göçmen akını ile, daha çok Meksikalı olmaktadır. Kaliforniya Cumhuriyeti, Amerika ilhak etmeden önce, sadece dört yıl bağımsız yaşayabilmiştir. Daha öncesinde, 1821 Meksika-Amerika savaşından sonra Meksika’ya bağlanmıştır.
O gün bugündür, Kaliforniyalılar eyaleti ikiye ya da üçe bölmek için en az 200 kez uğraşı vermişlerdir. Donald Trump iktidar olduğunda da iki kez bağımsızlık önergesi üzerinde çalışmışlardır.
Kaliforniyalılar, çoğunlukta, bağımsızlığa karşıdırlar. Bu Amerika için iyidir çünkü Kaliforniya olmadan Amerika bir süper devlet olarak yoluna devam edemez. Ancak öte yandan, Kaliforniya, bugünlerde Amerika’nın ilerlemesine engel olan, en büyük nedenlerden biridir.
Kaliforniya Cumhuriyeti
Kaliforniya’daki durum, Amerika’da en büyük nüfusa ve ekonomiye sahip bir eyaletin içinde bulunduğu çıkmazdan dolayı, Süper Güç Amerika için de bir önem arz etmektedir. Eyaletin ikiye ya da üçe bölünmesinin, sorunlarının çözülmesine son çare olacağı düşünülmektedir. Bunu, çoğunlukta, muhafazakâr Cumhuriyetçi Partililer istemektedirler.
Güney Kaliforniya, halk arasında SoCal olarak bilinir ve Kaliforniya’nın geri kalan kuzeydeki kesimine göre daha zengin ve kalabalıktır. Los Angeles, 10 milyon nüfus ile, en kalabalığıdır. Diğer dört en kalabalık bölge de, ortalama üçer milyon nüfus ile, yine SoCal’dadır.
Kaliforniyalılar, güney ve kuzey olarak ikiye bölünmeden, ya da güney, kuzey ve doğu olarak üçe bölünmeden yanadırlar. Olur mu olmaz mı? Bunu zaman gösterecektir. Ancak, Kaliforniya’nın sorunları bugün Amerika’ya olan faydalarından fazladır ve Amerika’nın uluslararasında geride kalma nedenlerinden biridir.
Amerika Birleşik Devletleri
Amerika Birleşik Devletleri 1776 yılında Birleşik Krallık’tan bağımsızlığını kopardıktan bu yana ne zaman tam olarak bir millet olmuştur bunu söylemek zordur. Teksaslılar, New Yorklular, Floridalılar, Hawaiililer, Alaskalılar ve Yeni İngiltereliler, Kaliforniyalılar gibi her zaman kendilerinden gururla bu isimler altında hitap etmektedirler.
Bunun yansıra, Amerika’nın ortasında, özellikle “Bible Belt” denilen yerlerde ya da “Southern Rim” denilen güneydeki eyaletlerde yaşayanlar arasında, örneğin “Southerner” ya da Mid-Westerner” gibi kıyaslamalar yaygındır.
Bunlara bir de etnik grupları eklemek gerekir. İrlandalılar, İtalyanlar, Yunanlılar, Museviler, Katolikler, ve tabii ki, Zenciler. Latinler ise, Amerikalılar haricinde en büyük “diğer millet” olarak kabul edilirler. Gerçi, Kübalılar kendilerini Amerika’da on plana çıkartmışlardır ancak Meksikalıların sayıca üstünlükleri vardır.
Amerika’nın Kaliforniya Cumhuriyeti Sorunu
Bağımsızlık ya da bölünme önerileri Kaliforniya’nın çaresizlikten başvurduğu yöntemlerdir. Ancak, Kaliforniya’nın sorunu eyalet ile sınırlı kalmamaktadır. Derhal Amerika’nın sorunu haline gelmektedir. İçeride, ilk olarak bir ekonomi sorunu vardır.
Kaliforniya bugünlerde iflas etmiş bir eyalettir. İki trilyon dolar açığı vardır ve bunu nasıl kapatacağını bilememektedir. Eyalette, 1992 yılından bu yana, Valilik, Eyalet Senatosu ve Parlamentosu ile, Demokratlar mutlak bir hakimiyet sürdürmektedirler. Cumhuriyet Partililer ise, kendilerini dışlanmış hissetmektedirler.
Demokratlar vergileri ve sosyal hizmetleri devamlı arttırmaktadırlar. Zenginler vergiden kaçmak için eyaleti terk etmekteler ve eyaletin geliri de bu yüzden daha da gerilemektedir. Aynı zamanda, nüfusun kanunsuz göçmenlerle birlikte devamlı arttığı eyalette, hizmetler hem eyalet bütçesine pahalı hale gelmekte hem yeterli olmamaktadır.
Kaliforniya’nın, ayrıca, göze çarpan, iki büyük sorunu daha vardır. Biri, evsiz halk ile ilgilidir. Sayıları, milyonu geçmiştir. Diğeri de film endüstrisidir. Hollywood içler acısı durumdadır. Kısacası, Kaliforniya’da, Amerika’nın zafiyetleri açıkça ortadır. Bunlar zamanla tedavi edilemeyecek yaralar haline dönüşebilecek türden büyük sorunlardır.
Meksika kökenli Kaliforniyalılar bir gün bu yaraları deşerler mi sorusu her zaman geçerlidir. Ancak bunu, bu aşamada ne Meksika kökenliler ne başkaları ne dile getirirler ne de getirmek isterler.
Unutulmaması gereken bir nokta vardır. Amerika 17. yüzyıl İngiliz filozof Thomas Hobbes’un mutlakiyetçilik felsefesi ile hareket eder. Yani, etkili hükümetin- biçimi ne olursa olsun- mutlak otoriteye sahip olması gerektiğini savunur ve hükûmetin yetkileri ne bölünmeli ne de sınırlandırılmalıdır der.
Bu durum, Amerika’nın bir süper güç olmasını sağlamıştır. Ancak, Kaliforniya, New York gibi, son otuz yıldır giderek Demokratların yıkılmaz kalesi haline gelip, Thomas Hobbes’un felsefesinin kötü ya da yanlış kullanılmasına yol açarak, Amerika’nın yozlaşmasına neden olmaktadır.
Bundan dolayı, “Amerika’da İstibdat Demokrasinin Yerini Alıyor” başlıklı bir yazıda, Kaliforniya ve New York’ta, özel ve iş hayatımızda karşılaştığımız, çarpıcı ancak örtbas edilen, örneklere işaret etmişimdir.