HERKESİN KENDİ YOLUNA GİTME ZAMANI
Türkiye’de olan oldu ve seçimler sonuca vardı. Şimdi Amerika’da, Kasım 2024’te yapılacak Başkanlık seçimi var. Benim açımdan bir seçim bitti bir diğeri başladı demektir. Türkiye’deki sizlerin, şahsi açıdan, ‘Amerika’dan kime ne’ deyip yolunuza koyulma zamanıdır.
Amerika’daki seçimler bu kez kimseyi artık ilgilendirmemelidir. Zira Amerika’nın sorunları büyüktür ve bunlara kendi içinde çözüm bulmak zorundadır. Amerika’nın artık kendi çıkarları uğruna başka bir develetin istemeyecegi bir yükü zorlama seçeneği ve gücü yoktur.
Eskiden Çin, Hindistan, Asya’daki diğer küçük devletler, Afrika ve Orta Doğu’daki devletleri kullanabilirdi. Şimdilerde Amerika’ya geride yalnızca Güney Amerika kalmıştır. O da tam değildir. Oraya da Çin ve Japonya gibi ülkeler burunlarını iyice sokmuşlardır.
Kısacası, Amerika’nın içe dönmekten başka seçeneği kalmamıştır. Bu yüzden Amerika’nın 2024’te içe dönmeyi yeğleyen Cumhuriyetçi bir başkan seçme olasılığı vardır. Bu çerçevede dışarıdan kimsenin artık Amerika’ya bel bağlaması akıl karı değildir.
Türkiye’deki seçimler de bunu zaten açıkça göstermiştir.
Amerika’dan Kime Ne
‘Amerika’dan kime ne’ diyebilen her ülke bugün daha iyi yolu seçmiş olacaktır. Zira Amerika’nın başkasına verecek hiçbir şeyi yoktur. Aksine fırsat bulsa herşeyi almak isteyecektir. Üstelik bunu karşılık vermeden yapmaya cüret edecektir.
Bunun tek bir nedeni vardır. Amerika zor durumdadır. Ekonomisi hala dünyanın en büyüğü olmasına rağmen gittikçe farklı zorluklara yenik düşmektedir. Örneğin, hazine bonolarından ve dolardan kaçış tüm hızı ile devam etmektedir.
Kısa bir müddet sonra bunun olumsuz etkisi hem Amerika’ya hem de ona güvenen bütün ülkelere yansıyacaktır. Amerika zamanla dışarıdan daha az satın alabilecek hale gelecek ve ona satış yaparak büyümek isteyenler dolayısıyla zor durumda kalacaklardır.
Bunun içindir ki bugün çoğu ülke, ‘Amerika’dan kime ne’ deyip kendine başka bir yol bulmalıdır. Aksi takdirde yakın gelecekte iş işten çoktan geçmiş olup yapacak bir şey kalmayacaktır. O durumda Amerika zaten can havli ile her yerden bir şeyler elde etmeye çalışıyor olacaktır.
Bunun da Amerika’dan başka birine faydasının aksine çok zararı olacaktır. Bunu, Amerika ve Amerikalı’nın temelde kendinden başkasını hic düşünmeyecegini varsayarsak daha iyi anlarız. Ancak bütün bunlara rağmen, yine de, Türkiye’nin şimdilerde içinde bulunduğu konum açısından durum farklıdır.
Türkiye’nin Yolu Ne Olmalıdır?
Türkiye Amerika ile ilişkisine aynen devam etmelidir. Zira Amerika’nın bundan sonra Türkiye’ye ihtiyacı olacaktır. Ne de olsa Amerika’nın ithalat ve ihracatı yine bir evrensel motor gibi çalışmaya devam ediyor olacak. Bundan, Amerika’ya ihtiyaç duyan ülkeler ilk ve en fazla zarar görenler olurlarken bazıları faydalanacak.
Bu açıdan Türkiye, devlet olarak, ‘Amerika’dan kime ne’ demeden, işine bakmalıdır. Diğer ülkelerle rekabette, Türkiye Amerika’ya en iyisini en iyi fiyata satabilme gücüne sahip olan az sayıda ülkelerden biri olduğu için, kârlı çıkacaktır. Amerika ayrıca, Türkiye üzerinden ihracat yaparak, bir başka şekilde kendisine fayda da sağlayabilecektir.
Bir başka açıdan bakacak olursak, hayat şartlarının Türkiye ve Amerika açılarından nasıl değişmekte olduğu artık aşikardır. Kısacası, Türkiye, ‘Amerika’dan kime ne’ diyebilecek hale gelirken, Amerika artık, ‘Türkiye’den kime ne’ diyebilme şansını, gün geçtikçe kaybetme yolundadır.
Türkiye bu değişimi anladığı müddet, karlı çıkan taraf olacaktır. Şu an Türkiye’de iktidarda olan rejim, bunu anlama ve uygulama potansiyeline sahiptir. Bu da ilginç bir ironiyi ortaya çıkarmaktadır. Amerika, seçimde destek verdiği taraftan ziyade devirmeyi hedeflediği muhalifine muhtaç olduğunu zamanla daha da iyi görecektir.
GameChanger
Bütün bunları ben, zaten, kitabım GameChanger‘de de 2020’de yazmıştım. Okuyan zaten çoktan dereyi geçmiştir demek yerinde olur. Ancak Türkiye’deki Mayıs 2023 seçimleri ile birlikte dünyada artık ayyuka çıkmış bir şey daha var. O da, evrenselcilerin (Globalists) genelde bu gerçeklerden hala bir haber yaşadıklarıdır.