SABRİ GÜNAŞTI’DAN
İSMAİL BASRİ GÜNAŞTI’YA
Türkiye’den, muhtemelen, ABD’ye Göçte Günaştı Birinci bir ailedir. Sayıları 2020’lerde otuzun üzerindedir. Urul, Sak, Tunca, Kurtuluş, Yüzbaşıoğlu, Aydoğ gibi soyadlarını da ekleyince toplam birden yüz gibi olur.
Bunlar birinci neslin bir kısmını temsil eder. İkinci nesil, rakamı rahatlıkla ikiye katlar. ABD’de yarım asrı devirmiş olan bu ailede üçüncü neslin sayısı bile çift haneli rakama çoktan ulaşmıştır.
ABD’ye Göçte Günaştı Birinci
Sabri Günaştı’dan İsmail Günaştı’ya
Aile, Sabri Günaştı’nın doktor olup ABD’ye 1958 yılında gelmesi ile, bu göçü başlatmıştır. Bugün bunun en yaşlı üyesi 93 yaşında Kaliforniya’da oturan babam İsmail Günaştı’dır.
Sabri Günaştı’nın ardından, babam dahil, üçü erkek, altı kardeşi de ABD’ye göç etmişlerdir. Biri geri dönmüş diğerleri oralı olmuştur.
Bunlarla aynı süreçte, amcaoğulları Yaşar ve Salih Günaştı da 1970’lerde kapağı ABD’ye atanlardandırlar. Diğerlerine nazaran, onların bu yoldaki yolculuğu daha zorlu olmuştur.
ABD’ye Göçte
ABD’nin Türkiye’nin İç İşlerine Müdahaleleri Nedendir
İsmail Günaştı ABD’ye, 1983 yılında, ABD’nin doğrudan neden olduğu, 1980 ihtilalinin kurbanı olarak gelmiştir. Babam ihtilalden dolayı işini kapatmak ve evini yok pahasına satmak zorunda kalmıştır.
1969’da kendisinden bir yaş büyük abisi Sabri Günaştı’nın daveti üzerine 1972’de ilk defa ABD’yi ziyaret etmiş. Ancak, milliyetçi bir ruha sahip olduğu için ABD’ye göç etmeyi o zaman kabul etmemiştir.
Ne yazık ki, 1972’de, Türkiye’de ABD müdahalesi ile vuku bulan muhtırayı da beraberinde getiren zorlukların geçici olduğunu düşünmüştür. ABD’nin Türkiye’de hayatın akışını uzun zaman mundar etmeye devam edeceğini tahmin edememiştir.
Öyle ki, bilhassa o zamanlar, Türkiye’de halk kendi yağında kavrulduğunu zannederdi. İyi bir hayat oluşturma şansına sahip olduğuna inanırdı. Batı’nın hegemonyasında, dolayısıyla boyunduruğu altında, yaşadığını bilmezdi.
Sabri Günaştı, İsmail Günaştı Gibi
İhtilalden Dolayımı ABD’ye Gelmiştir?
İsmail Günaştı’nın ABD’ye göçünün, Wash DC’deki aklı evvellerden dolayı olduğu şüphesizdir. Sabri Günaştı’nın 1960 ihtilali hemen öncesinde, Türkiye’de zorlaşan şartlardan dolayı ABD’ye göç etmediğini kim iddia edebilir?
Unutmamak lazım! İhtilaller için şartlar birkaç yıl öncesinden başlatılır. 1980’deki ihtilal için 1970’lerde Türkiye’nin içler acısı durumunu herkes bilir. 1960 ihtilali öncesindeki bir iki yıl içerisinde Türkiye’de durum nasıldı acaba?
Sabri Günaştı o zamanlar doktor olabilecek kadar bir eğitime sahip olarak belli bir bilgi birikimine sahipti. Tarsus Amerikan Koleji’nden mezun olduğu için zaten ABD’ye sempati duyan bir kişiydi.
Kısacası Sabri Günaştı’nın göçü ABD’nin iki yönlü planının bir parçasıydı. Beyni yıkanmıştı. ABD’ye göç etmeye hazırdı. Ülkede çıkarılan sosyal ve ekonomik sıkıntılar ve ardından doğal gibi görünen karışıklık, oyunun muhtemelen son bölümüydü.
ABD’ye Göçte Günaştı Birinci
Ancak Bu Göç Planının Bir Parçasıydı
ABD İkinci Dünya Savaşı ile kuzey Amerika’ya beyin göçünü teşvike başlamıştır. Bu çerçevede, Avrupa’dan adam kaçırmak gibi yönetmelere bile başvururken, Türkiye gibi ülkelerde daha rahat bir süreç takip etmiştir.
Ne de olsa ABD’nin o sıralarda süper güç olması gerekiyordu ve bunun için her türden beyine ihtiyacı vardı. Onun içindir ki Türkiye’den önce doktorların ve ardından mühendislerin ABD’ye göç etmelerine özel imkân sağlanmıştır.
Göç başlayınca da ardı kesilmemiştir. Aksine artarak devam etmiştir. Örneğin ben, İstanbul’da Saint Benoit Fransız Lisesi’nde okuduğum için, benzer şartlardan ve şartlandırılmalardan dolayı, ilk olarak Avrupa’ya gitmeyi düşünmüşümdür.
Ancak doktor amcamdan dolayı ABD beni de oraya çekebilmiştir. Kısacası, ABD’ye Günaştı ailesinin göçü, Batı’nın Doğu’daki ülkeler üzerindeki planının bir parçası olarak başlamış ve bugünlerde kadar hala devam etmektedir.
15 Temmuz 2016’da
ABD’ye Göçte Günaştı
15 Temmuz 2016, Batı’nın Türkiye’de darbeye kalkışıp da başarısız olduğu ilk ve son tarihi göstermektedir. Muhakkak ki bu da 1960’ta başlayan planın bir parçası haline gelerek ABD’ye göçün devam etmesine katkıda bulunmuştur.
Ancak, öyle ki, başarısız oluşu açısından bu tarih, bir milat haline de gelmiştir. Örneğin ben ilk defa o tarihten bu yana Türkiye’ye tamamıyla olmasa da artık dönebileceğimi düşünmeye başlamışımdır.
Zaman geçtikçe de ABD’den Türkiye’ye beyin göçünün yansıra başka göçlerin de olabileceği dikkatimi çekmeye başlamıştır. 2022 yılına gelindiğinde bunun Günaştı ailesi ile sınırlı kalmadığı artık kesindir.
15 Temmuz 2016
ABD İçin Sonun Başı
ABD’ye göçte Türkiye’den başı çeken Günaştı ailesinin bir ferdi olarak, 15 Temmuz 2016 bana göre ABD için bir sonun başıdır. O zamanlar iktidarda olan “Küresel” düşünceye sahip Amerikalıların çaresizlikleri ortadır.
Türkiye’yi kaybettiklerini düşünerek, 15 Temmuz 2016 gibi vahim bir girişimde bulunmuşlardır. Başarıya ulaşamamalarının ardından geri dönerek, bu sefer de ABD’de, söz konusu vahametlerinin farkında olup da yüzlerine ifşa eden Donald Trump’a isyan etmişlerdir.
Sonuç olarak, dışarıdaki başarısızlıkları bu sefer ABD’nin içini karıştırmaya yol açmıştır. Şu an hala bir “Küresel” zihniyete sahip yönetim baştadır ve çaresizliğini yeni atmayı düşündüğü adımlarla da göstermektedir.
Bunlar arasında, örneğin, cifte pasaporta sahip olmayı yasaklamak gibi kararlar vardır. Günaştı ailesi ve uzantıları çoğunlukta çift pasaporta sahiptirler çünkü kimsenin Türkiye ile derdi yoktur.
Herkes sosyal ve ekonomik nedenlerden dolayı göç etmiştir. Kimse Türkiye’den kaçarak iltica etmemiştir. Yeni vatanlarını da doğup büyüdükleri Türkiye kadar benimsemişler ve orada uyum sağlamışlardır.
Artık, ABD’deki eskimiş ve yozlaşmış kafalara karşı çıkacak türden girişimlerde bulunacakları da söz konusu olabilir. Ne de olsa “ABD’ye Göçte Günaştı Birinci” lafı öyle basit bir şekilde sarfedilmiş bir cümle değildir.
ABD’ye Göçte Birinci Olan
Günaştı Ailesi
Aile çok büyüktür ve dallı budaklıdır. Tarsusludur. Dedem Süleyman Günaştı Çanakkale Savaşı gazisidir. Kısacası, anavatanın, Batı’lı devletler tarafından istilasına karşı savaşmış bir dededir. Çocukları ve torunları da, ardından, “istila” öyle olmaz böyle olur der gibisinden, ABD’ye yerleşerek en büyük Türk ailesini temsil etmeleri manidardır.
Her yeni göçmenin, ABD’nin daha ileri gitmesine verdiği katkı gibi, Süleyman dede örneği ile, Günaştı ailesinin de ABD’ye bu şekilde bir bilgelik ile gelmiş olabileceği muhtemeldir. Bu açıdan bir diğer noktayı da dikkate almak doğru olur. Ne de olsa Günaştı ailesinin ikinci ve üçüncü nesil Amerikalıları arasında bugün yüksek tahsili olmayan yok gibidir.
Üstelik bazılarının ulaştıkları mertebeler, Amerikalılar arasında dahi gıpta edilecek emsalsiz seviyelerdir. Onların, “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavarın”, Amerika’daki kurbanlarına, zamanla bir ilham kaynağı olmaları da mümkündür.